Перевод: со всех языков на все языки

со всех языков на все языки

aynı yerde

См. также в других словарях:

  • HEM-CİVAR — Aynı yerde oturan, komşu …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • duraklı — sf. 1) Durağı olan 2) fiz. Hep aynı yerde kalan, hep aynı yerde tekrarlanan Birleşik Sözler duraklı dalga …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ahali — is., ç., Ar. ahālī 1) Aralarında aynı yerde bulunmaktan başka hiçbir ortak özellik bulunmayan kişilerden oluşan topluluk Mevsim daha Boğaz ın bütün ahalisini toplayamamıştır. A. Ş. Hisar 2) Bir yerde toplanan kalabalık, halk Ahaliden kimsenin… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dolanıp durmak — sürekli olarak aynı yerde gezinmek Dolap beygirinin en büyük şansı gözlerinin bağlı olmasıdır; böylece aynı çember içinde dolanıp durduğunun farkında olmaz. A. Ümit …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • avuç dolusu — sf. 1) Pek çok Aynı yerde avuç dolusu para harcamış, kızları şampanyaya boğmuştum. R. H. Karay 2) Bir avucun alabildiği miktar kadar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bereli — sf. Beresi olan Zaten siyah bereli kadın da hep aynı yerde idi. P. Safa …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hücre — is., anat., biy., Ar. ḥucre 1) İnce bir zar içindeki protoplazma ve çekirdekten oluşmuş, bir organizmanın yapı ve görev bakımlarından en küçük birliği, göze 2) Küçük oda 3) Tutukluların veya hükümlülerin yalnız olarak kapatıldıkları küçük oda… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kader çizgisi — is. Alın yazısı Bir dönmedolap gibidir kader çizgisi ailemde, bir iner bir çıkar ve hep aynı yerde durur. A. Kulin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kapı yoldaşı — is. Aynı yerde ve görevde çalışanlardan her biri Mahpeyker kalfa isminde bir kapı yoldaşı vardır ki Kıztaşı taraflarında otururdu. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ortak özne — is., dbl. Birden çok yüklemin bağlı bulunduğu özne Dileklerine eremeyenler gelir, aynı yerde hiddetle haykırır, yumruklarıyla kapıları, perdeleri döverlermiş. cümlesinde dileklerine eremeyenler ortak öznedir …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • topluluk — is., ğu 1) Nitelikleri bakımından bir bütün oluşturan kimselerin hepsi, toplum, camia, cemiyet Bu müşterek duygu ve anlayış birçok zevkleri birleştirir ve bir topluluk meydana getirirdi. A. Ş. Hisar 2) Aynı yerde bulunan insan kalabalığı 3)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»